2020 yılında Genel Cerrahi Profesörü unvanını aldı. Reflü ve obezite cerrahisi alanlarında yoğun deneyime sahip olan Dr. Toydemir, çalışmalarına bu alanlarda devam etmektedir.Roux-N-Y Gastrik By-Pass fiyatları, tedavi süreci, sonrası dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili yazımızın devamını okuyabilirsiniz.
Roux-en-Y gastrik bypass (RYGB) obezite tedavisinde etkili bir bariyatrik cerrahi yöntemdir. Hem mide küçültücü hem de malabsorptif (emilim bozucu) özellikleri birleştirerek hem kilo kaybını destekler hem de metabolik sağlık üzerinde olumlu etkiler sağlar. Bu prosedürde mide küçültülerek yaklaşık 15-30 mL hacminde bir poş oluşturulur ve ince bağırsağın orta kısmına bağlanır. Böylece mide ve onikiparmak bağırsağının büyük bir kısmı bypass edilir. Bu işlem yemek alımını sınırlandırırken emilimi azaltır ve hormonal değişikliklerle iştah kontrolüne katkı sağlar. Ancak besin eksiklikleri gibi riskler nedeniyle cerrahiden sonra düzenli tıbbi takip ve ömür boyu uygun beslenme desteği gereklidir.
Roux-en-Y gastrik bypass (RYGB) cerrahinin gelişiminde önemli bir kilometre taşıdır ve obezite tedavisindeki etkisiyle tanınır. Tarihçesi 19. yüzyılın sonlarında İsviçreli cerrah César Roux’un “Roux-en-Y” yöntemini geliştirmesiyle başlar. Roux’un tekniği sindirim sistemini yeniden düzenlemek için ince bağırsağı Y şekline getirerek tıkanıklıklar ve peptik ülserler gibi gastrointestinal hastalıkları tedavi etmeyi amaçlıyordu. Bu yaklaşım obezite cerrahisinin temelini oluşturmasa da modern bariyatrik cerrahinin başlangıç noktası kabul edilir.
yüzyılın ortalarında obeziteyi cerrahi yöntemlerle tedavi etme fikri önem kazandı. 1954’te Dr. A.J. Kremen erken dönem bir bağırsak bypass prosedürü gerçekleştirdi. Bu teknik ince bağırsağın büyük bir kısmını devre dışı bırakarak kilo kaybını hedefliyordu ancak ciddi beslenme eksikliklerine yol açarak sınırlı başarı elde etti. Bu deneyimler daha etkili ve güvenli yöntemlerin geliştirilmesine zemin hazırladı.
1967’de Dr. Edward Mason günümüz RYGB prosedürünün temelini attı. Mason küçük bir mide poşu oluşturup bunu doğrudan ince bağırsağın jejunum kısmına bağlayan bir teknik geliştirdi. Böylece mide ve duodenum büyük ölçüde bypass edilerek hem yemek alımı sınırlandı hem de emilim azaltıldı. Mason’ın yöntemi başlangıçta açık cerrahiyle uygulanıyordu ve bu durum iyileşme süresini uzatıyordu.
1970’ler ve 1980’lerde prosedürün etkinliği artırıldı. Safra reflüsünü önlemek için Roux-en-Y bağlantısında yapılan düzenlemeler hasta konforunu artırdı. Ayrıca cerrahi zımbalama cihazlarının geliştirilmesiyle doku bağlantıları daha güvenli hale geldi. 1990’larda laparoskopik cerrahinin ortaya çıkması prosedürde devrim yarattı. 1994’te Dr. Alan Wittgrove ilk laparoskopik RYGB’yi gerçekleştirdi ve bu minimal invaziv cerrahinin avantajlarını bariyatrik alanına taşıdı.
Bugün RYGB yalnızca kilo kaybında değil tip 2 diyabet gibi obeziteye bağlı hastalıkların tedavisinde de etkinliği kanıtlanmış bir yöntemdir. Hormonal değişiklikler yoluyla metabolik iyileşmelere katkıda bulunarak birçok hastanın yaşam kalitesini artırmaktadır.
Roux-En-Y Gastrik Bypass Kimler İçin Uygundur?
Roux-en-Y gastrik bypass (RYGB) özellikle obezite ve obeziteye bağlı ciddi sağlık sorunları yaşayan bireyler için etkili bir tedavi seçeneğidir. Bu cerrahi işlem için adaylar genellikle Vücut Kitle İndeksi (VKİ) kriterlerine göre belirlenir. VKİ’si 40 kg/m² veya daha yüksek olan bireyler morbid obezite tanımıyla RYGB için uygun adaylardır. Ayrıca VKİ’si 35 kg/m² ve üzerinde olup tip 2 diyabet hipertansiyon obstrüktif uyku apnesi (OSA) ve alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) gibi ciddi komorbiditelere sahip bireyler de bu prosedürden fayda görebilir.
RYGB sadece fiziksel sağlık koşullarıyla sınırlı bir değerlendirme yapmaz; aynı zamanda adayın psikolojik durumu da göz önüne alınır. Cerrahinin başarıya ulaşması için adayların yaşam tarzı değişikliklerini benimseyebilecekleri ve uzun vadede sağlıklı bir kilo yönetimi sağlayabilecekleri öngörülmelidir. Bu nedenle psikolojik değerlendirme önemli bir aşamadır. Öte yandan cerrahi olmayan yöntemlerle kilo kaybı sağlamada başarısız olmuş bireyler de RYGB için uygun adaylar arasında yer alabilir.
Adolesan ve yaşlı bireyler özel popülasyonlar arasında değerlendirilir. Adolesanlarda ciddi komorbiditeler varlığında cerrahi düşünülebilirken yaşlı bireylerde risk-fayda oranı dikkatlice analiz edilmelidir. Kontrendikasyonların bulunmaması ise cerrahiye uygunluk için bir diğer önemli kriterdir.
Roux-N-Y Gastrik By-Pass hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!
Roux-En-Y Gastrik Bypass Kimler İçin Uygun Değildir?
Roux-En-Y Gastrik Bypass (RYGB) obezite ve buna bağlı sağlık sorunlarını yönetmede etkili bir cerrahi yöntemdir. Ancak bu işlem her hasta için uygun değildir ve bazı tıbbi durumlar cerrahiyi kontrendike hale getirebilir. Kesin kontrendikasyonlar cerrahiyi tamamen engelleyen durumlardır. Örneğin ağır kardiyovasküler hastalıklar ileri kalp yetmezliği veya ciddi koroner arter hastalığı nedeniyle perioperatif riskleri artırabilir. Ayrıca kontrolsüz psikiyatrik bozukluklar ve madde bağımlılığı hastanın cerrahi sonrası bakımına uyumunu zorlaştırdığı için RYGB’yi uygunsuz hale getirebilir. Koagülasyon bozuklukları kanama riski nedeniyle cerrahiyi tehlikeli kılabilir.
Buna ek olarak göreli kontrendikasyonlar durumunda cerrahi kararı daha ayrıntılı bir değerlendirme ile hastaya özgü riskler göz önünde bulundurularak verilmelidir. Örneğin ileri yaş cerrahi komplikasyon risklerini artırabilir. Önceki karın cerrahileri yapışıklıklar nedeniyle operasyonu karmaşıklaştırabilir. Cerrahi sonrası gebelik planlayan bireylerde potansiyel beslenme yetersizlikleri göz önünde bulundurularak işlem ertelenmelidir.
Roux-En-Y Gastrik Bypass Nasıl Uygulanır?
Roux-en-Y gastrik bypass (RYGB) obezite ve obeziteye bağlı metabolik hastalıkları tedavi etmek için uygulanan ileri bir cerrahi yöntemdir. İşlem genellikle laparoskopik teknikle gerçekleştirilir; bu yöntem minimal invaziv olduğu için daha az ağrı daha hızlı iyileşme ve kısa hastanede kalış süresi sağlar. Operasyon iki temel aşamadan oluşur: gastrik poş oluşturulması ve Roux-en-Y rekonstrüksiyonu.
Gastrik Poş Oluşturulması:
Cerrah midenin üst kısmında yaklaşık 15-30 mL hacme sahip küçük bir poş oluşturur. Bu poş yiyeceklerin alımını sınırlandırarak hem erken tokluk sağlar hem de hastanın toplam kalori alımını azaltır. Bu poş mide hacmini önemli ölçüde küçülttüğü için cerrahi işlemin kısıtlayıcı etkisini oluşturur.
Roux-en-Y Rekonstrüksiyonu:
Bu aşamada ince bağırsak mideden yaklaşık 70-80 cm aşağıdan kesilir. Kesilen bağırsak segmentlerinden biri oluşturulan mide poşuna bağlanır (Roux kolu). Bu düzenleme yiyeceklerin midenin ve onikiparmak bağırsağının büyük bir kısmını atlayarak geçmesini sağlar. Bu besinlerin emiliminde azalma sağlayarak işlemdeki malabsorptif etkiden sorumludur. Sindirim enzimlerini taşıyan bağırsak kısmı ise Roux koluna daha aşağıdan bağlanır ve “Y” şeklinde bir yapı oluşturulur.
Roux-En-Y Gastrik Bypass Yan Etkileri Nelerdir?
Roux-en-Y gastrik bypass (RYGB) obezite tedavisinde etkili bir cerrahi yöntem olmakla birlikte hem erken hem de geç dönemde çeşitli yan etkiler ve komplikasyonlar riski taşır. Bu nedenle hastaların işlem öncesi ve sonrası detaylı bilgilendirilmesi ve yakın tıbbi takip önemlidir.
Erken Dönem Yan Etkiler:
Erken dönemde görülebilecek komplikasyonlar arasında anastomotik (mide ince bağırsak bileşkesi) sızıntı ilk sırada yer alır. Bu durum mide poşu ile ince bağırsak bağlantısında sızıntıya yol açarak karın boşluğunda enfeksiyon veya apselere neden olabilir ve genellikle acil cerrahi müdahale gerektirir. Kanama cerrahi insizyon veya anastomoz alanından kaynaklanabilir; ciddi durumlarda kan transfüzyonu ve yeniden operasyon gerekebilir. Ayrıca yara enfeksiyonları intraabdominal apseler ve sepsis gibi enfeksiyonlar görülebilir. Venöz tromboembolizm (VTE) riski ameliyat sonrası hareketsizlikle artar; bu risk antikoagülan tedavi ve erken mobilizasyon ile azaltılabilir. Bağırsak tıkanıklığı ise yapışıklıklar veya fıtıklardan kaynaklanabilir ve genellikle cerrahi müdahale gerektirir.
Geç Dönem Yan Etkiler:
Geç dönemde anastomotik darlık skar dokusu nedeniyle yemek yeme güçlüğü ve kusmaya yol açabilir. Bu durum endoskopik dilatasyon (genişletme) ile tedavi edilebilir. Beslenme yetersizlikleri, demir, kalsiyum, B12 vitamini gibi mikrobesinlerin eksikliğiyle anemi osteoporoz gibi problemlere neden olabilir. Dumping sendromu hızlı mide boşalmasına bağlı olarak bulantı ishal ve hipoglisemiyle karakterizedir ve genellikle diyet değişiklikleriyle kontrol altına alınır. Marginal ülserler (mide bağırsak birleşim yerinde ülser) mide asidi ve yaşam tarzı faktörleri nedeniyle gelişebilir; tedavide proton pompa inhibitörleri (asit düşürücü) etkilidir. Safra taşları hızlı kilo kaybına bağlı olarak ortaya çıkabilir ve ağrı veya safra kesesi iltihabına neden olabilir. Böbrek taşları emilim değişiklikleri ve diyetle ilişkilidir. Ayrıca bazı hastalarda psikolojik zorluklar yaşanabilir.
Roux-En-Y Gastrik Bypass Ne Kadar Başarılı?
Roux-en-Y gastrik bypass (RYGB) bariyatrik cerrahiler arasında uzun vadeli kilo kaybı ve obeziteye bağlı hastalıkların (komorbiditelerin) iyileştirilmesinde oldukça etkili bir yöntem olarak kabul edilir. Çeşitli araştırmalar RYGB sonrası hastaların %65 ile %80 oranında fazla kilo kaybını (EWL) ilk iki yıl içinde gerçekleştirebildiğini göstermektedir. Uzun vadeli takipler bu kilo kaybının büyük ölçüde sürdürülebildiğini 10 yıl sonunda ise %50 ile %70 arasında bir EWL oranının korunabildiğini ortaya koymuştur.
RYGB’nin başarısı sadece kilo kaybıyla sınırlı değildir; metabolik sağlık üzerindeki etkileri de dikkat çekicidir. Özellikle tip 2 diyabet (T2DM) remisyonunda büyük bir rol oynar. Araştırmalar RYGB sonrası T2DM hastalarının yaklaşık %80’inin remisyon yaşadığını ortaya koymaktadır. The Lancet dergisinde yayınlanan kapsamlı bir analiz RYGB’nin T2DM olan bireylerde tüm nedenlere bağlı ölüm oranını %59 oranında azalttığını rapor etmiştir. Bunun yanı sıra hipertansiyon obstrüktif uyku apnesi ve dislipidemi gibi obeziteye bağlı hastalıklarda da önemli iyileşmeler sağlanmaktadır.
RYGB’nin başarısını etkileyen en önemli faktörler arasında hastaların cerrahi sonrası yaşam tarzı değişikliklerine uyumu yer alır. Düzenli tıbbi takip ve psikolojik destek kilo kaybının sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir. Ayrıca yaşam kalitesinde belirgin iyileşmeler ve genel mortalitede azalmalar da bu prosedürün olumlu etkileri arasında yer alır.
Roux-En-Y Gastrik Bypass Ameliyatına Nasıl Hazırlanılır?
Ameliyat öncesinde kapsamlı bir tıbbi değerlendirme şarttır. Eşlik eden hastalıkların tanımlanması ve yönetimi amacıyla tam kan sayımı metabolik panel tiroid fonksiyon testleri demir ve D vitamini düzeyleri gibi laboratuvar testleri yapılır. Kalp hastalığı riski taşıyanlar için elektrokardiyogram ve stres testleri gerekli olabilir. Ayrıca obstrüktif uyku apnesi taraması anketler veya polisomnografi ile yapılır. Tanı konulursa cerrahi öncesi CPAP tedavisi başlatılır. Gastroözofageal reflü semptomları veya önceki mide ameliyatı öyküsü olan hastalarda rutin üst endoskopi yapılır.
Beslenme değerlendirmesi cerrahi öncesi ve sonrası süreçte kritik öneme sahiptir. Eksikliklerin giderilmesi yüksek proteinli ve düşük kalorili sıvı diyetlerin uygulanması cerrahi başarısını artırır. Bu diyet karaciğer boyutunu küçülterek laparoskopik işlemleri kolaylaştırabilir.
Psikolojik hazırlık hastaların ameliyat sonrası yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlaması açısından önemlidir. Yeme bozuklukları depresyon veya gerçekçi olmayan beklentiler gibi durumlar belirlenir ve gerekirse terapi planlanır.
Düzenli egzersiz yapmak ve sigarayı bırakmak ameliyat öncesi ve sonrası sağlık sonuçlarını iyileştirir. Sigaranın bırakılması iyileşmeyi desteklerken egzersiz kardiyovasküler sağlığı güçlendirir.
RYGB ameliyatının riskleri faydaları ve cerrahi sonrası yaşam tarzı gereksinimleri hastalara detaylı olarak anlatılır. Bu bilgi hastaların sürece aktif katılımını sağlar ve uzun vadeli başarı olasılığını artırır.
Cerrahiden önce açlık yönergelerine uyulmalı ve bazı ilaçlar doktor kontrolünde düzenlenmelidir. Bu önlemler cerrahinin güvenliğini sağlar ve komplikasyon riskini en aza indirir.
Roux-En-Y Gastrik Bypass Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?
Roux-en-Y gastrik bypass (RYGB) cerrahisinden sonra hastaların sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimsemeleri cerrahinin başarısı için kritik öneme sahiptir. İlk adım iyileşme sürecini desteklemek için uyumlu bir diyet programı uygulamaktır. Başlangıçta sıvı diyetle başlanır ardından püre yumuşak katı yiyecekler ve nihayet dengeli katı bir diyet aşamalar halinde uygulanır. Diyet yüksek protein düşük yağ ve düşük şeker içeriğine odaklanırken küçük porsiyonlarla sık aralıklarla beslenmeyi içerir. Bu süreçte karbonatlı içecekler ve kafein gibi irritanlardan kaçınılması önerilir.
Cerrahi sonrası vitamin ve mineral eksikliklerini önlemek amacıyla ömür boyu takviye kullanımı gereklidir. Özellikle multivitaminler, kalsiyum, D vitamini, B12 vitamini ve demir eksikliklerine dikkat edilmelidir. Takviyelerin bireysel ihtiyaçlara göre ayarlanabilmesi için düzenli kan testleri ve hekim kontrolleri şarttır. Beslenme eksiklikleri erken dönemde tespit edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Komplikasyon riskini en aza indirmek için düzenli takip randevuları esastır. Örneğin dumping sendromu gibi komplikasyonlar diyetin dikkatle düzenlenmesiyle önlenebilir. Uzun vadede kilo kaybını sürdürmek ve genel sağlığı desteklemek için düzenli egzersiz stres yönetimi ve sağlıklı davranış alışkanlıklarının benimsenmesi önemlidir. Ayrıca cerrahi sonrası psikososyal desteğin sağlanması hastaların yaşam kalitesini artırarak yeni yaşam tarzlarına uyum sağlamalarına yardımcı olur.
Sıkça Sorulan Sorular
Roux-en-Y yöntemi diğer gastrik bypass türlerinden nasıl farklıdır?
Roux-en-Y Gastrik Bypass (RYGB), yiyecek alımını sınırlayan ve besin emilimini azaltan, küçük bir mide poşu oluşturup ince bağırsağın bir kısmını Y şeklinde yeniden yönlendiren bir bariyatrik cerrahi yöntemdir. Buna karşılık, mini gastrik bypass (MGB) işlemi, uzun ve dar bir mide poşu oluşturup ince bağırsakla tek bir anastomozla bağlanır, bu da işlemi basitleştirirken safra reflüsü riskini artırabilir. Diğer bir varyant olan distal Roux-en-Y gastric bypass, Y bağlantısını ince bağırsağın daha aşağısına yerleştirerek daha fazla besin emilim bozukluğu ve besin eksikliklerine yol açabilir. Ayrıca tek anastomozlu duodeno-ileal bypass ve sleeve gastrektomi (SADI-S), sleeve gastrektomi ile tek bir bağırsak bypass’ı kombinleyerek komplikasyonları azaltmayı hedeflerken etkinliği sürdürmeyi amaçlar. Her bir yöntem, etkili ve güvenli olma arasında bir denge kurarak farklı avantaj ve riskler sunar, ancak RYGB en yaygın olarak tercih edilen yöntemdir.
Bu ameliyat sırasında bağırsak bağlantıları nasıl düzenlenir?
Roux-en-Y gastrik bypass cerrahisinde, ince bağırsak Y şeklinde yeniden yapılandırılır. İlk olarak, mide üst kısmından bir bölge ayırılarak küçük bir mide poşu oluşturulur. Ardından ince bağırsak, mide çıkışının yaklaşık 80 cm altında kesilir. Alt parça, “Roux kolu” olarak adlandırılır ve yeni mide poşuna bağlanır, bu şekilde yemeklerin çoğunlukla mideyi ve ince bağırsağın üst kısmını atlaması sağlanır. Bypass edilen segment, “biliopankreatik kol” olarak bilinir ve sindirim enzimlerinin geçtiği bu kısım, daha aşağıdaki ince bağırsak kısmına tekrar bağlanır. Bu düzenleme, kalori emilimini azaltır ve bağırsak hormonlarını değiştirerek kilo kaybı ve metabolik sağlık iyileşmesini destekler.
Roux-en-Y gastrik bypass sonrası reflü riski azalır mı?
Roux-en-Y gastrik bypass (RYGB), obezite hastalarında gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) riskini önemli ölçüde azaltır. Obezite öncesinde GERD prevalansı %40,8 ile %62,4 arasında değişirken, RYGB sonrasında bu oran %23,8’e kadar düşer. Çalışmalar, RYGB sonrası GERD semptomlarının ve ilaç kullanımının azaldığını göstermektedir. Örneğin sleeve gastrektomiden RYGB’ye geçiş yapan hastaların %80’i semptomatik rahatlama sağlarken, %19’u proton pompa inhibitörlerini kesebilmektedir. Ancak bazı hastalarda, özellikle kilo alımı ve gastrointestinal fonksiyon bozuklukları nedeniyle, GERD semptomları devam edebilir. Genel olarak, RYGB, obezite hastalarında GERD’yi kontrol etmek için etkili bir prosedürdür, ancak uzun dönem izleme önemlidir.
Ameliyat sonrası metabolizma nasıl etkilenir?
Roux-en-Y gastrik bypass (RYGB) cerrahisi, metabolizmayı önemli ölçüde değiştirir. Bu işlem sonrası açlık hormonu olan ghrelin seviyeleri %60 oranında azalır, bu da iştahın düşmesine ve daha az yemek yenmesine yol açar. Ayrıca tokluk hissi artıran GLP-1 ve PYY hormonlarının seviyeleri önemli ölçüde yükselir. Bu hormonal değişiklikler, kan şekeri ve insülin direncinin birkaç ay içinde azalmasına katkı sağlar. RYGB, toplam kolesterol ve trigliserit seviyelerinin de düşmesine neden olarak uzun vadeli olumlu etkiler yaratır. Sonuç olarak, bu metabolik değişiklikler, obezite ve obeziteye bağlı hastalıkların, örneğin tip 2 diyabetin, düzelmesine yol açar.
Bu yöntemin komplikasyonları nelerdir?
Roux-en-Y gastrik bypass cerrahisi, erken ve geç komplikasyonlar riski taşır. Erken komplikasyonlar arasında anastomoz sızıntıları (%2’ye kadar), kanama, derin ven trombozu ve pulmoner emboli yer alır. Geç komplikasyonlar arasında bağırsak tıkanıklıkları, dumping sendromu (ishal, bulantı, kusma), safra kesesi taşları, fıtıklar, düşük kan şekeri (hipoglisemi), yetersiz beslenme, mide delinmesi, ülser ve kusma bulunur. Besin eksiklikleri yaygındır, özellikle demir, B12 vitamini, D vitamini ve kalsiyum eksiklikleri, ömür boyu takviye gerektirir. Cerrahi sonrası 30 günlük ölüm oranı yaklaşık %0,3’tür. Bu nedenle, hastaların diyet yönergelerine uyması ve düzenli takiplerle komplikasyonların yönetilmesi önemlidir.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası