Tıp alanında her cerrahi girişim doğal olarak bir risk içerir. Ancak sanılanın aksine obezite ameliyatlarının riski diğer karın içi ameliyatlardan çok farklı değildir. Obezite ameliyatlarına bağlı ölüm riski %0.1 dir. Kanama (%2), mide kesilme hattından kaçak olması (%1-2) ve bacak damarlarında pıhtı oluşması (%0.1) prosedüre özgü diğer komplikasyonlardır. Bu komplikasyon oranlarının en aza indirilebilmesi için en önemli parametre cerrahi ekibin tecrübesidir. Unutulmamalıdır ki , Obezite ameliyatlarındaki risk, morbid obez olmanın hastaya yüklediği riske oranla çok daha düşüktür.
Obezite ameliyatları günümüzde halk arasında kapalı olarak da bilinen video-laparoskopik teknoloji ile yapılmaktadır. Yani milimetrik 5-6 delikten, özel aletler kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle ameliyat sonrası ağrı karında büyük kesiler yapılan ameliyatlara göre çok çok azdır. Ameliyat sonrası ağrı genellikle sadece ilk gece olmakta ve damar yolu ile verilen ilaçlarla rahatlıkla kontrol altına alınabilmektedir. Çoğu hastamız ikinci günden sonra ağrı kesiciye ihtiyaç duymamaktadır.
Ameliyat sonrası berrak sıvı gıdalardan başlayarak katı yiyeceklere doğru giden kademeli bir beslenme modeli vardır. Kabaca, ilk hafta bardağa; koyduğumuz zaman karşısını görebildiğimiz şeffaf içecekler (su,meyve suyu, bitki çayları, et-tavuk suyu çorba, suluandırılmış ayran…v.b), ikinci hafta; daha kıvamlı çorbalar ve içecekler, Üçüncü hafta; püre haline getirilmiş yiyecekler (sebze püreleri, balık, yumuşak peynir .. . v.b), dördüncü hafta ise katı gıdalar. Birinci ay sonrası beslenme programları için biz kliniğimizde diyetisyenlerimizin kontrolü altında her hastaya, hastanın damak tadı ve beslenme alışkanlıklarına göre hastaya özel programlar vermekteyiz.
Bu hastalıkların hiçbiri ameliyata engel teşkil etmeyip aksine aksine ameliyat sonrası bu hastalıklardan neredeyse tamamen kurtulunabileceği bilinmelidir. Tip 2 şeker hastalığı, hastalığın süresine ve şiddetine bağlı değişmekle beraber %70-95 , tansiyon hastalığı %50-90 ve uyku apnesinde ise %90-99 oranında düzelmektedir.
Merkezimizde, ameliyat öncesi rutin olarak ayrıntılı kan testleri, kardiyoloji, göğüs hastalıkları ve anestezi muayenesi, solunum fonksiyon testi, kalp ekosu konunun uzmanları ile yapılmakta ve genel anestezi alınması açısından titizlikle değerlendirilmektedir. Gerekli hallerde uzman psikoloğumuz tarafından hastalar değerlendirilip ameliyat hazırlığı yapılmaktadır.
Ameliyat sonrası gebelik planlayan hastalar için bu süre minimum 12 aydır.
Ameliyattan sonrası kanama kontrolünü yapabilmek için vücuda yerleştirilen dren çekildikten minimum bir saat sonra duş alabilirsiniz. Duşa girmeden önce dikişlerinizin üzerine su geçirmez bant yapıştırılır. Duş aldığınız su çok sıcak olmamalıdır. Ilık su ile duş almanızı gerekmektedir. Hastaneden çıktığınız dönemde ise evinizde yapacağınız ilk banyo için yine dikişlerinizin üzerine su geçirmez bant yapıştırmalısınız. Bir sonraki duşunuzda dikişlerinizin üzerini kapatmanıza gerek yoktur.
Kapalı laparoskopik cerrahi ile yapılan işlem sonrası normal hayata dönüş bir o kadar hızlı olmaktadır .Hastaneden çıktığınız dönemde normal hayatınıza kolaylıkla dönebiliyorsunuz. Tabiki cerrahi işleme dayalı olarak dikkat etmeniz gereken hususlar var. İlk olarak hastaneden taburcu olduğunuzda kendi ihtiyaçlarınızı giderebilir hale geliyorsunuz. Normal gündelik hayatınızda yaptığınız bütün işleri yapabilirsiniz. Sizden isteğimiz bu hızlı iyileşme sürecinde ilk 10 gün kendinizi çok yormamanız.Mesela ilk 10 günlük dönemde ağır kaldırmamalısınız.Örn:çocuğunuz var ise 15 gün kucağınıza almamalısınız. Bunun dışında 4 kilonun üzerinde bir ağırlık taşımanızı yine 10 günlük dönemde önermiyoruz.Ev hanımları için daha öncesinde evinizde yapmakta olduğunuz rutin gündelik işlerinizi yapabilirsiniz. İş hayatı ile ilgili olarak masa başı bir iş yapıyorsanız ya da kendinizi yormadığınız beden ile enerji harcamadığınız bir iş ise 7.günden itibaren işinize dönebilirsiniz. 7. gün olmasının sebebi sıvı beslenme dönemine alışıyor olmanızdır. Bazı durumlarda hastalarımız 4. Ve 5. Günlerinde de işlerinin başında olabildiler. Burada önemli olan kendinizi iyi hissetmenizdir.)Eğer beden ile çalışıyorsanız veya yorucu bir işiniz var ise ilk 10 gün istirahat önermekteyiz. Ameliyat sonrası cinselliğe 15.günden sonra müsaade edilmektedir.
Ameliyat sonrası ilk kontrolünüz 1.ayda olacaktır. Birinci ayınızda sizden istenilen kan tetkiklerini yapıp sonuçları ile beraber kontrole gelmelisiniz. Bu bir aylık dönemde sizlerle sürekli olarak telefon iletişimi içerisinde olacağız. Diyetisyenimiz ve hemşiremiz tarafından aranacaksınız. Bu ameliyat doktor bağımlısı bir ameliyat olmadığından dolayı şehir dışından gelen hastalarımız için zorunlu olarak birinci ay kontrol şartı sunmuyoruz. Böyle durumlarda kan tahlillerini yaptırıp sonucu bize iletmenizi istemekteyiz. Bunun dışında üç ay aralıklarla kontrolünüz yapılmalıdır. 1. – 3. – 6. – 9. ve 12. Aylarda kan tahlillerinizi yaptırıp bize bildirmeniz ve kontrole gelmeniz gerekmektedir. Birinci yılınızdan sonra yılda bir kez bu kan tetkiklerini tekrarlamalısınız.
Hastaneden taburcu olduktan sonra ilk olarak düzenli bir şekilde her gün minimum 20 dakikalık bir yürüyüş önermekteyiz. 15.günden sonra yüzmeye başlayabilirisiniz. Yüzme sporunu daha aktif bir şekilde yapmaya ve normal yüzmeye 45.günden sonra başlamanız önerilir. Özellikle sırt üstü yüzmek kilo verimi sürecinde vücut postürünü ( vücudun dik duruş şekli) korumaktadır. 45. günden sonra salon sporlarına başlayabilirsiniz. Bunlar : fitness eko kardiyo plates.. gibi
Ramazan ayı boyunca oruç tutmak, bariatrik cerrahi (obezite cerrahisi) uygulanmış hastalarda özellikle ilk yıl içerisinde zorluklar oluşturabilmektedir. Yine sıcak ve uzun yaz ayları bu sureci daha da güçleştirmektedir. Birçok bariatrik yöntem bir seferde alınabilen gıda ve sıvı miktarını önemli ölçüde sınırlamaktadır ve bu yüzden hastalara gün boyunca öğün aralarında sık sık sıvı almaları tavsiye edilmektedir. Uzun yaz günlerinde oruç tutmak ise doğal olarak bu hastaları dehidratasyon (vücutta sıvı azlığı) riski ile karşı karşıya getirmektedir. Ayrıca iftar vaktinde uzun suren açlık arkasından artan iştah nedeniyle mümkün olan en büyük miktarda gıda ve sıvının kısa sürede alınması isteği kusmaya yol açarak dehidratasyonun artmasına ve beslenme yetersizliğine yol açabilir. Kuveyt’te yapılan bir telefonla takip çalışmasında, 20 Temmuz – 19 Ağustos 2012 tarihleri arasında oruç tutan 230 hastanın (207 sleeve, 13 gastrik bypass, 7 mide bandı) sıvı ve gıda alımı miktarları, ramazan ayı sonrası 4 haftalık oruç tutulmayan normal bir dönemdeki miktar ile karşılaştırılmış. İlginç bir şekilde bu iki donemde toplam sıvı alımında bir fark gözlenmez iken, oruç tutulan dönemde %18 daha az kalori ve %41 daha az protein alımı olduğu tespit edilmiş. Çalışmayı yayınlayan grup, özellikle uzun yaz günlerinde diyabeti (şeker hastalığı) olan ve emilim bozucu etkisi daha fazla olan duodenal switch gibi yöntem uygulanmış kişilerde daha dikkatli olunması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Sonuç olarak, bu alanda kanıta dayalı bilimsel çalışma olmamakla birlikte, klinik deneyimlere göre özellikle obezite cerrahisi sonrasında ilk aylarda oruç tutmaktan kaçınılması önerilmektedir. Özellikle diyabeti olan ya da duodenal switch gibi emilim bozucu bir yöntem uygulanmış hastalarda ise ilk 12 – 18 ay süresince oruç tutulmaması tavsiye edilmektedir.
Ameliyat sonrası 3 ay süre ile kullanacağınız , mide asidi baskılayacak bir ilaç reçete edilecek. Tüp mide ameliyatı sonrası 1 yıl botunca düzenli aralıklarla kan testleriniz yapılacak ve gerekli görülürse destek tedavi verilecektir. Gastrik by-pass ve duodenal switch gibi emilim bozucu ameliyatlar sonrası ise ömür boyu vitamin-mineral desteği gerekmektedir.
Hastanın yaşı, kilo verimi hızı ve ameliyat sonrası düzenli spor yapılması obezite cerrahisi sonrası ciltte sarkmaların olup olmayacağına etki eden faktörlerdir. Ameliyat sonrası düzenli spor yapılması kilo verimi sürecinde ciltte olası sarkmaları önleyen en önemli unsurdur. Biz hastalarımıza haftanın 4-5 günü minimum 45 dk olmak üzere salon sporları ve yüzme önermekteyiz. (bkz. Ameliyat sonrası spor) Bizim tecrübelerimizde;45 yaş altı olan ve kilo verimi sürecinde düzenli spor yapan hastalarımızda estetik cerrahi müdehalesi gereken cilt sarkmaları çok az sıklıkla görülmektedir.
Ameliyat sonrası 6-9. Aylar arası bir miktar saç dökülmesi ile karşılaşabilmekteyiz. Genellikle eser element ve vitamin eksikliğine bağlı olduğu kabul edilmektedir. Yapılan çalışmalar saçların kök kısmının sağlam olduğu, dip kısımlarından kırılarak döküldüğünü göstermiştir. Kilo verim sürecine vücudun bir enerji depolama amaçlı savunması olarak değerlendirilebilir. Yani vücut saçlar için gerekli olan mineral ve vitaminleri depolamak amaçlı saçları azaltmaktadır. Bu durum saç kökleri sağlam olduğu için %100 geçicidir ve genellikle 9. Aydan sonra saç kaybı sonlanmaktadır.
Bu karar tamamen cerrahi ekibin deneyimi ve hastaya ait bazı özelliklerle ilgili. Bu nedenle bazı hastalarda tüp mide girişimini öncelikle tercih ederken bazılarında ise ilk ameliyat opsiyonu mide by-pass’ı olabilmekte. Bazı aşırı kilolu hastalara (VKİ isi 50 nin üzerinde olan süperobezler) laparoskopik bariatrik girişim öncesinde balon uygulaması ya da özel ve kısa süreli diyetler önerilmektedir. Hastanın diyabeti yani şeker hastalığı var mı ve şeker hastalığı ileri evrelerde mi ? Şeker hastalığına bağlı bazı konplikasyonlar çıkmış mı ? Psikolojik bir yemek yeme sorunu var mı ve varsa ne boyutta ? Hasta muayene masasına yattığında karın görüntüsü nasıl ? Yağlı karın iki kenara doğru yayılıp düzleşiyor mu yoksa bombe , şiş ve yayılmayan bir karın/göbek görüntüsü mü mevcut ? Deneyimli bariatrik ekipler tüm bu faktörleri göz önünde bulundurarak ve hastayı da her konuda bilgilendirdikten sonra aslında hasta ile de aktif bir iletişim ile ameliyat tipini seçmekteler.
Hastalarımızın yaklaşık %20-25’i şehir dışı veya farklı ülkelerden gelmektedir. Ameliyat öncesi incelemeler (bkz ameliyat öncesi) ekibimizden bir hemşire eşliğinde yaklaşık 2-3 saate bitmektedir. Bu sayede bir gün önceden gelmeniz yeterlidir. Ameliyatın 5. Gününden sonra 2 saatlik uçak yolculuğu yapılabilir. Yurt dışından gelen hastalarımıza ise 7. günden sonra dönmelerini tavsiye ediyoruz.
Obezite cerrahisi sonrası kilo verimi süreci yaklaşık 12-18 aydır. Bu sürecin en hızlı kısmı ise ilk 6 aydır. Yapılan ameliyatın tipine bağlı olarak değişmekle birlikte, fazla kiloların ortalama %60-80 arası kaybedilmesi beklenir. Örneğin 70 kilo olması gereken bir insan 170 kilo ise, 100 kilo fazlası var demektir. Ameliyat sonrası 12-18 ay içinde yaklaşık 70 kg kaybetmesi beklenir. Eğer fazla kiloların %50 sinden daha az kaybedildiyse, cerrahi başarısızlık olarak değerlendirilir ve revizyon ceerahisi planlanabilir.
Obezite cerrahisi maceram 2009 yılında Prof. Dr. Mehmet Ali Yerdel’in yönlendirmesi ile Denizli PamukkaleÜniversitesinde Prof. Dr. Koray Tekin’i ziyaretim ile başladı. O dönemlerde yoğun bir şekilde laparoskopik üst sindirim sistemi cerrahisi (reflü, akalazya, sindirim sistemi endoskopileri) yapılan bir merkezde çalışıyordum. Obezite cerrahisini olan ilgim son derece artmıştı. Prof. Dr. Koray Tekin ile birlikte yaklaşık 600 bariatrik ameliyat gerçekleştirdik. Daha sonra Amerika Birleşik Devletlerin de, obezite cerrahisinde bir dünya eksperi olan Dr. Mitchell Roslin’ nin yanında revizyonel bariatrik cerrahi ve duodenal switch ameliyatları ile ilgili çalışmalarda bulundum. 2013 yılında beri ise İstanbul’da serbest hekim olarak hizmet vermekteyim. Dr. Koray Tekin ile başlayan dostluğumuz, İstanbul da da devam etmiş olup halen tüm ameliyatlarımızı birlikte yapmaktayız.