2020 yılında Genel Cerrahi Profesörü unvanını aldı. Reflü ve obezite cerrahisi alanlarında yoğun deneyime sahip olan Dr. Toydemir, çalışmalarına bu alanlarda devam etmektedir.Mide Botoksu fiyatları, tedavi süreci, sonrası dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili yazımızın devamını okuyabilirsiniz.
Mide botoksu kilo kaybını desteklemek amacıyla uygulanan modern bir tedavi yöntemidir. Bu işlemde mide kaslarına botulinum toksini A (BTA) enjekte edilerek mide hareketliliği yavaşlatılır ve erken doygunluk hissi sağlanır. Teorik olarak mide boşalma süresinin uzaması gıda alımını azaltabilir. Ancak bilimsel araştırmalar bu yöntemin etkinliği konusunda çelişkili sonuçlar ortaya koymaktadır. Bazı çalışmalarda kilo kaybı ve doygunluk açısından olumlu etkiler gözlemlenirken diğerlerinde belirgin bir fark bulunmamıştır. Bu nedenle mide botoksunun etkinliği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Her birey için uygun tedavi kararları ayrıntılı bir tıbbi değerlendirme sonucunda verilmelidir.
Botulinum toksininin tıbbi alanda kullanımı tarihsel olarak zehirin terapötik potansiyelinin fark edilmesiyle başlamıştır. İlk olarak 19. yüzyılda botulizm hastalığının nedeni olarak tanımlanan bu toksin 20. yüzyılın ikinci yarısında terapötik özellikleri açısından incelenmeye başlanmıştır. 1970’lerde Dr. Alan B. Scott’un strabismus tedavisinde botulinum toksini tip A’yı kullanmasıyla klinik uygulamalarının önü açılmıştır. Bu çığır açıcı adım toksinin çeşitli nörolojik ve kas hastalıklarında kullanımının temelini oluşturmuştur.
Botulinum toksininin gastrointestinal (GI) sistem üzerindeki etkileri ise 1990’larda araştırılmaya başlanmıştır. 1994 yılında Pasricha ve ekibinin çalışması toksinin GI motilite bozukluklarının tedavisindeki potansiyelini göstermiştir. Domuz yavrularında yapılan bu deneyler alt özofageal sfinkter basıncını azaltarak kas gevşemesi sağladığını ve güvenle uygulanabileceğini kanıtlamıştır. Bu bulgular toksinin achalasia ve gastroparezi gibi durumlarda kullanımını mümkün kılmıştır.
Mide botoksunun kilo kaybı amacıyla kullanım fikri toksinin nöromüsküler kavşakta asetilkolin salınımını engelleyerek mide kaslarını gevşetmesi ve erken doygunluk sağlaması hipotezine dayanmaktadır. İlk hayvan çalışmaları umut verici sonuçlar vermiş ve ardından insan çalışmalarına geçilmiştir. Ancak klinik çalışmalar çelişkili sonuçlar ortaya koymuştur; bazıları kilo kaybında anlamlı bir etkisi olmadığını diğerleri ise belirli hasta gruplarında olumlu sonuçlar elde edildiğini göstermiştir. Bugün cerrahi müdahaleyi tercih etmeyen hastalar için mide botoksu alternatif bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
Mide Botoksu Kimler İçin Uygundur?
Mide botoksu genellikle obezite tedavisi veya tedaviye dirençli gastroparezi gibi durumlarda değerlendirilen bir yöntemdir. Ancak bu işlem her birey için uygun olmayabilir. Etkili ve güvenli bir sonuç elde etmek için uygun hasta seçimi son derece önemlidir.
Obezite Tedavisi:
Mide botoksu kilo verme konusunda geleneksel yöntemlere yanıt vermeyen bireyler için bir alternatif olarak düşünülebilir. Vücut Kitle İndeksi (VKİ) genellikle mide botoksu adaylarını belirlemede önemli bir kriterdir. VKİ’si 25 kg/m² üstü olan kişiler için uygundur.
Ayrıca bariyatrik cerrahiye uygun olmayan veya cerrahi müdahaleyi reddeden hastalar da mide botoksu için değerlendirilebilir. Bu grup hastalar için mide botoksu invaziv olmayan bir alternatif olarak dikkat çeker.
Tedaviye Dirençli Gastroparezi:
Gastroparezi midenin yiyecekleri normal hızda boşaltamaması durumudur ve genellikle şişkinlik, bulantı, erken doyma gibi rahatsız edici semptomlara yol açar. Standart tedavilere yanıt vermeyen bireylerde mide botoksu pylorik sfinkterin kasılmalarını azaltarak mide boşalmasını iyileştirmek amacıyla uygulanabilir. Ancak gastroparezi tedavisinde mide botoksunun etkinliği konusunda net bir bilimsel görüş birliği bulunmamaktadır ve tedavi sonuçları hastadan hastaya değişkenlik gösterebilir.
Sınırlamalar ve Dikkate Alınması Gereken Hususlar:
Mide botoksunun etkileri geçicidir ve genellikle 4-6 ay sürer. Bu nedenle tedaviye karar verirken uzun vadeli uygulanabilirlik ve enjeksiyonların tekrarlanması gerekliliği dikkate alınmalıdır. Ek olarak mide botoksu genellikle güvenli bir yöntem olsa da karın ağrısı mide bulantısı gibi yan etkiler nadiren de olsa ortaya çıkabilir. Bu nedenle tedavi sürecinde hasta izleme ve yan etkilerin hızlı bir şekilde ele alınması önemlidir.
Mide Botoksu hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!
Mide botoksu bazı bireyler için uygun olmayan bir tedavi seçeneği olabilir. Öncelikle nöromüsküler hastalıkları olan bireylerde dikkatli olunmalıdır. Örneğin miyastenia gravis amiyotrofik lateral skleroz (ALS) veya Lambert-Eaton sendromu gibi hastalıkları olan kişilerde botulinum toksinin asetilkolin salınımını engelleme mekanizması mevcut kas zayıflığını daha da kötüleştirebilir ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Alerjik reaksiyon riski taşıyan hastalar da mide botoksu için uygun değildir. Özellikle botulinum toksin formülasyonunun içerdiği insan albümini veya laktoza karşı duyarlılığı olan bireylerde alerjik reaksiyonlar lokalize cilt belirtilerinden hayatı tehdit edebilen anafilaksiye kadar değişebilir.
Gebelik ve emzirme dönemindeki hastalarda mide botoksunun güvenliği henüz tam olarak kanıtlanmamıştır. Bu nedenle genellikle bu durumlarda işlemden kaçınılır. Ancak risk-fayda değerlendirmesi dikkatlice yapılmalıdır. Aynı şekilde aminoglikozid antibiyotikler veya nöromüsküler iletimi etkileyen ilaçlar kullanan hastalarda toksinin etkilerinin artabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Kanama bozukluğu veya antikoagülan tedavi gören bireylerde enjeksiyon sırasında hematom veya kanama riski bulunmaktadır. Ayrıca spinal kord yaralanması olan ve otonomik disrefleksiye yatkın bireylerde mide botoksu ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Son olarak gerçekçi olmayan beklentilere sahip bireylerde tedavi sonuçları psikolojik sıkıntılara yol açabilir.
Mide Botoksu Nasıl Uygulanır?
Mide botoksu genellikle hafif sedasyon altında hasta konforunun ön planda tutulduğu endoskopik bir işlemle uygulanır. İşlem sırasında anestezi uzmanı hastanın rahatlığını sağlamak için sakinleştirici ilaçlar verir. Bu sayede hasta ağrısız bir şekilde işlemi tamamlayabilir.
Prosedür, ince, ışıklı ve kameralı bir endoskopun ağız yoluyla mideye ulaştırılmasıyla başlar. Endoskop mide mukozasını doğrudan görselleştirmeyi ve enjeksiyon yapılacak bölgelerin hassas bir şekilde belirlenmesini mümkün kılar. Enjeksiyonlar genellikle midenin alt kısmındaki antrum bölgesine yapılır. Antrumun hedeflenmesi mide boşalmasını yavaşlatarak doygunluk hissinin uzamasına yardımcı olur.
Hekim endoskopun çalışma kanalından geçirilen özel bir enjeksiyon iğnesi yardımıyla botulinum toksini enjekte eder. Kullanılacak dozaj ve enjeksiyon noktalarının sayısı hastanın bireysel özelliklerine ve işlem protokolüne göre belirlenir. İşlem genellikle 15-20 dakika içinde tamamlanır.
Enjeksiyonların ardından endoskop dikkatlice çıkarılır ve hasta iyileşme odasında gözlemlenir. Sedasyon etkileri geçene kadar vital bulguları izlenir ve herhangi bir komplikasyon olup olmadığı değerlendirilir. Hasta tamamen stabil hale geldiğinde taburcu edilir ve işlem sonrası bakım talimatları detaylı bir şekilde aktarılır.
Mide Botoksunun Yan Etkileri Nelerdir?
Mide botoksu genellikle güvenli bir prosedür olarak kabul edilse de bazı yan etkiler ve komplikasyon riskleri taşır. Yaygın olarak rapor edilen yan etkiler arasında karın ağrısı bulantı kusma ve şişkinlik gibi gastrointestinal semptomlar yer alır. Bu semptomlar genellikle hafif düzeydedir ve müdahale gerektirmeden kendiliğinden geçer. Örneğin 25 obez hasta üzerinde yapılan bir çalışmada yalnızca iki hastada geçici karın ağrısı ve ishal bildirilmiştir.
Bazı durumlarda göğüs ağrısı ve mide ekşimesi gibi semptomlar da görülebilir. Özellikle özofagus motilite bozukluklarını hedef alan tedavilerde bu tür semptomlar nadir ancak olasıdır. Yapılan geniş kapsamlı bir retrospektif analizde 661 prosedürden sadece 29’unda bu tür hafif komplikasyonlar saptanmıştır.
Daha ciddi komplikasyonlar nadir olmakla birlikte dikkatle değerlendirilmelidir. Mide botoksu sonrası mide ülseri ve perforasyonu gibi ciddi komplikasyonlar rapor edilmiştir. Bu durumlar genellikle enjeksiyon tekniği ve uygulama sırasında dikkat edilmesi gereken kurallarla ilişkilidir. Enfeksiyonlar özellikle akut mediastenit gibi nadir fakat ciddi sonuçlara yol açabilir. Ayrıca alerjik reaksiyonlar da olasıdır ve bazı durumlarda anafilaksi gibi acil müdahale gerektiren tablolar ortaya çıkabilir.
Komplikasyon oranları hasta seçimi, uygulama tekniği ve kullanılan dozaj gibi faktörlerden etkilenebilir.
Mide Botoksu Ne Kadar Etkilidir?
Mide botoksu kilo kaybını desteklemeyi amaçlayan bir tedavi seçeneği olarak dikkat çekmektedir. Ancak bu yöntemin etkinliği konusunda bilimsel literatürde çelişkili sonuçlar bulunmaktadır. 2020 yılında yapılan bir sistematik inceleme ve meta-analiz mide botoksunun kilo kaybı veya vücut kitle indeksi (VKİ) düşüşü açısından salin enjeksiyonlarına kıyasla anlamlı bir fark yaratmadığını göstermiştir. Bununla birlikte botulinum toksini A (BTA) enjeksiyonlarının mide boşalma süresini belirgin şekilde uzattığı saptanmıştır.
Uygulanan doz ve enjeksiyon tekniği mide botoksunun etkinliğini önemli ölçüde etkileyebilir. 2022 yılında yapılan bir meta-analiz yüksek dozlarda BTA kullanımı ve birden fazla enjeksiyon noktasının diyet kontrolüyle birlikte uygulanmasının kilo kaybını artırabileceğini ortaya koymuştur. Özellikle 200 birim veya daha yüksek dozlarda -2,04 kg birden fazla enjeksiyon noktasında ise -4,44 kg fark elde edilmiştir.
Hasta seçimi de bu tedavinin başarısında kritik bir rol oynar. Özellikle VKİ’si 40 kg/m²’nin üzerinde olan hastalarda kilo kaybının daha sınırlı olduğu bildirilmiştir. Bu durum mide botoksunun orta düzeyde obezitesi olan bireylerde daha etkili olabileceğini göstermektedir.
Bazı klinik çalışmalar mide botoksunun iştah kontrolü ve doygunluk hissi üzerinde olumlu etkiler sağlayabileceğini desteklemektedir. Ancak genel etkinliği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Tedavi kararı bireysel olarak değerlendirilmelidir.
Mide Botoksuna Nasıl Hazırlanılır?
Mide botoksu uygulamasından önce detaylı bir hazırlık süreci tedavinin güvenli ve etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi için kritik önem taşır. İlk olarak bu prosedürün size uygun olup olmadığını belirlemek amacıyla kapsamlı bir tıbbi değerlendirme yapılır. Mide botoksu genellikle VKİ’si 25-40 arasında olan diyet ve egzersizle yeterli sonuç alamayan bireylere önerilir. Botulinum toksinine karşı alerjisi olanlar nöromüsküler hastalıkları bulunanlar ve aktif mide rahatsızlıkları olan kişiler prosedürden önce özel bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
Prosedürden önce mideyi boş tutmak için genellikle 8 saatlik bir açlık süresi gereklidir. Bu önlem aspirasyon riskini azaltır ve endoskopik görüntüleme sırasında daha net bir görüş sağlar. Ayrıca düzenli kullanılan ilaçlar hakkında doktorunuzu bilgilendirmeniz önemlidir. Özellikle kan sulandırıcılar veya mide hareketliliğini etkileyen ilaçlar doktorunuz tarafından geçici olarak durdurulabilir veya doz ayarlamaları yapılabilir.
Prosedür ayaktan tedavi şeklinde uygulandığından aynı gün taburcu olmanız mümkündür. Ancak sedasyon uygulanacağı için işlem sonrasında araç kullanamayacağınız unutulmamalıdır. Bu nedenle ulaşım düzenlemelerinizi önceden yapmanız gerekir. Ayrıca işlem günü rahat giysiler giymeniz ve değerli eşyalarınızı evde bırakmanız önerilir. Prosedürden sonra tesiste kısa bir toparlanma süreci gerekecektir. Bu süreç boyunca sağlık ekibi herhangi bir komplikasyon veya şikayeti değerlendirmek için yanınızda olacaktır.
Mide Botoksu Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?
Mide botoksu sonrası bakım işlemin etkili ve güvenli bir şekilde sonuçlanması için oldukça önemlidir. İlk olarak işlem sonrası kısa bir gözlem süresi uygulanır. Bu süreçte hastalar herhangi bir alerjik reaksiyon veya komplikasyon açısından izlenir. Çoğu hasta işlemden bir gün sonra günlük aktivitelerine dönebilir.
İyileşme sürecinde yeterli hidrasyon sağlanması vücudun toparlanmasını destekler. İlk birkaç gün sıvı ağırlıklı bir diyet önerilir ardından kademeli olarak katı gıdalara geçiş yapılabilir. Dengeli beslenme alışkanlıkları kazanmak işlem sonrası kilo kaybı hedeflerini destekleyecektir.
Fiziksel aktivitelerde de dikkatli olunmalıdır. İşlemden sonraki ilk 24 saat yoğun egzersizlerden kaçınılması tavsiye edilir.
Hastalar semptomlarını dikkatle takip etmeli olağan dışı belirtiler (örneğin kas zayıflığı veya görme sorunları) fark ettiklerinde hemen doktorlarına başvurmalıdır. Planlanan takip randevularına katılım hem işlemin sonuçlarını izlemek hem de ortaya çıkabilecek sorunları zamanında tespit etmek açısından önem taşır.
Son olarak kullanılan ilaçlar hakkında sağlık profesyonellerine bilgi verilmesi ve sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerinin uygulanması işlemin etkinliğini artırabilir. Düzenli fiziksel aktivite sağlıklı beslenme ve stres yönetimi uzun vadeli başarıyı destekleyen önemli unsurlardır.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası