Obezite Oranına Göre Ülkelerin Listesi

Obezite günümüzde küresel bir sağlık sorunu olarak toplumları ciddi şekilde etkileyen kronik bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2022 verileri obezitenin farklı ülkelerdeki yaygınlığını ve bu durumun toplum sağlığı üzerindeki etkilerini açıkça göstermektedir. Obezite oranlarının ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermesi genetik çevresel kültürel ve yaşam tarzı faktörlerinin önemini vurgulamaktadır. Tonga gibi ülkelerde obezite oranları %70’i aşarken Vietnam gibi ülkelerde bu oran %2’nin altındadır. Türkiye’de ise obezite oranı %34,26 ile orta seviyelerde seyretmektedir.

Hangi Ülkelerde Obezite Oranları En Yüksektir?

Obezite oranlarının ülkeler arasında belirgin farklar göstermesi yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin bu kronik hastalığın gelişiminde ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2022 verilerine göre en yüksek obezite oranları Pasifik Adaları’nda gözlenmektedir. Tonga Nauru Tuvalu ve Samoa gibi ülkelerde bu oran %60’ın üzerindedir. Bu durum genetik yatkınlıkla birlikte geleneksel diyetlerin yerini yüksek kalorili ve işlenmiş gıdalara bırakması fiziksel aktivite eksikliği ve hızlı kentleşme gibi faktörlere bağlanmaktadır. Pasifik dışında Kuveyt Amerika Birleşik Devletleri ve Mısır gibi ülkelerde de obezite oranlarının yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Bu ülkelerdeki durum sosyoekonomik değişimlerin kentleşmenin ve hazır gıda tüketiminin sağlık üzerindeki etkilerini yansıtmaktadır.

Hangi Ülkelerde Obezite Oranları En Düşüktür?

Obezite oranlarının en düşük olduğu ülkeler genellikle geleneksel beslenme alışkanlıklarının sürdürüldüğü fiziksel aktivitenin yaşam tarzına entegre olduğu ve işlenmiş gıdaların sınırlı olduğu toplumlar olarak öne çıkmaktadır. Vietnam Doğu Timor Etiyopya ve Madagaskar gibi ülkelerde obezite oranları %4’ün altındadır. Bu durum genellikle yüksek lifli düşük yağlı ve sebze ağırlıklı bir diyetle beslenme yağsız protein tüketimi ve hareketli yaşam tarzıyla ilişkilidir. Ancak düşük obezite oranlarının obeziteye bağlı sağlık sorunlarının azlığına işaret etmesi olumlu bir tablo sunsa da bu ülkelerdeki beslenme durumunun ideal olduğunu söylemek yanıltıcı olabilir. Yetersiz beslenme ve gıda güvensizliği düşük obezite oranlarının gölgesinde kalabilen ciddi bir halk sağlığı sorunudur.

Ülkeler Arasında Obezite Yaygınlığı Cinsiyetler Arasında Nasıl Değişmektedir?

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kadınların yaklaşık %15’i erkeklerin ise %11’i obezdir. Kadınlarda obezite oranlarının genellikle daha yüksek olmasının ardında fizyolojik ve toplumsal faktörler yer almaktadır.

Bölgesel farklılıklar cinsiyetler arasındaki bu eğilimleri daha da belirginleştirmektedir. Sahra Altı Afrika ülkelerinde kadınlarda obezite oranları erkeklere kıyasla çok daha yüksektir. Gana örneğinde kadınların %17,3’ü obezken erkeklerde bu oran %4,8’dir. Benzer şekilde Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde de kadınlarda obezite oranlarının belirgin şekilde daha yüksek olduğu görülmektedir. Örneğin Tunus’ta kadınların %28,2’si obezken erkeklerde bu oran %6,7’dir. Buna karşılık Avrupa ve Kuzey Amerika gibi bölgelerde cinsiyet farkı daha azdır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde erkeklerin %43’ü ve kadınların %42,1’i obezdir.

Sosyokültürel normlar bu farklılıkların altında yatan önemli bir etkendir. Bazı toplumlarda kadınların yüksek kiloda olmaları zenginlik veya doğurganlıkla ilişkilendirilirken diğer toplumlarda kadınların ince bir görünüme sahip olmaları yönündeki toplumsal baskılar obezite oranlarını cinsiyetler arasında farklı şekilde şekillendirmektedir.

Küresel Obezite Oranlarında Bölgesel Eğilimler Nelerdir?

Dünya genelinde obezite oranları bölgesel farklılıklar ve sosyoekonomik faktörler nedeniyle büyük değişkenlik göstermektedir. Afrika’da özellikle Batı Afrika’da obezite oranları genellikle %10 civarındadır. Ancak kentsel bölgelerde yaşam tarzındaki değişimler bu oranların 1990’lardan itibaren iki katına çıkmasına neden olmuştur. Kadınlar erkeklere kıyasla üç kat daha yüksek obezite oranlarına sahiptir ve bu durum toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirmektedir.

Asya’da ise Çin ve Hindistan gibi ülkelerde hızlı kentleşme ve değişen yaşam tarzları obezite oranlarında belirgin bir artışa yol açmıştır. Çin’de 1991 yılında %12,9 olan fazla kilolu ve obez yetişkin oranı 2004’te %27,3’e çıkmıştır. Hindistan’da ise ciddi obezite oranları nüfusun %5’ini etkilemekte ve bu durum halk sağlığını tehdit eden bir salgın halini almıştır.

Avrupa’da 1970’lerden 2000’lere kadar çoğu ülkede obezite oranlarında istikrarlı bir artış görülmüştür. 2008/9 itibarıyla Birleşik Krallık kadınların %24’ü ve erkeklerin %22’siyle Avrupa’nın en yüksek obezite oranlarına sahiptir.

Kuzey Amerika özellikle Amerika Birleşik Devletleri dünya genelinde en yüksek obezite oranlarına sahip bölgelerden biridir. 2020 yılında %41,9’a ulaşan bu oran ciddi bir halk sağlığı krizine işaret etmektedir.

Okyanusya’da ise Pasifik Adaları küresel obezite sıralamasında başı çekmektedir. Geleneksel beslenme alışkanlıklarının modern hareketsiz yaşam biçimleriyle birleşmesi bu eğilimin temel nedenlerinden biridir.

Sosyoekonomik Faktörler Dünya Genelinde Obezite Oranlarını Nasıl Etkiler?

Obezite yalnızca bireysel yaşam tarzı seçimlerinden değil aynı zamanda çeşitli sosyoekonomik faktörlerden de etkilenen karmaşık bir halk sağlığı sorunudur. Gelir düzeyi eğitim meslek yaşanılan çevre ve kültürel normlar gibi unsurlar bireylerin beslenme alışkanlıklarını fiziksel aktivite seviyelerini ve genel sağlık davranışlarını şekillendiren önemli etkenlerdir.

Yüksek gelirli ülkelerde düşük sosyoekonomik statü (SES) genellikle daha yüksek obezite oranlarıyla ilişkilendirilir. Sınırlı maddi kaynaklara sahip bireyler genellikle düşük maliyetli ve kalori açısından yoğun gıdalara yönelir. Buna karşın düşük gelirli ülkelerde daha yüksek SES’e sahip bireylerde obezite oranlarının daha fazla olduğu görülmektedir. Bunun nedeni ekonomik olanakların daha fazla yiyecek tüketimi ve hareketsiz yaşam tarzlarını kolaylaştırmasıdır.

Eğitim düzeyi sağlık davranışları üzerinde belirleyici bir etkendir. Daha yüksek eğitim seviyeleri bireylerin sağlık konusunda bilinçlenmesine ve sağlıklı beslenme tercihleri yapmasına olanak tanırken düşük eğitim seviyeleri genellikle yetersiz sağlık okuryazarlığı ve sağlıksız yaşam tarzları ile ilişkilidir.

Fiziksel çevre de obezite üzerinde kritik bir rol oynar. Güvenli yürüyüş yolları spor alanları ve sağlıklı gıdalara erişim gibi unsurlar fiziksel aktiviteyi teşvik ederken bu imkanların eksikliği sağlıksız alışkanlıkların artmasına yol açabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir